30.06.2022
Temel hak ve özgürlükler doğumla başlar, ölümle biter. En temel hakkımız yaşam hakkıdır. Bir insanın yaşamını idame ettirebilmesi için gıdaya, giyinmeye, barınmaya ihtiyacı vardır. Sağlıklı kalabilmesi için sağlıklı besinlere ihtiyacı vardır. Tedavi olabilmesi için sağlık hizmetlerinden faydalanmaya ihtiyacı vardır. Bütün bunları yapabilmesi için bir gelire yani çalışmaya ihtiyacı vardır.
Türkiye’de işsizlik hat safhadadır. Türkiye özellikle genç işsizliğinde dünyada ön sıralarda yer almaktadır. TÜİK 2021 yıllık verilerine göre gençlerde dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 21,1, geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 41’dir. Ülkemizde her iki genç kadından biri işsizdir.
İşsizlik gençlerin kâbusu haline gelmiştir. Gençlerin işsiz kalmaları; çoğu kez kendilerinin ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin tek geliri olan ücretten mahrum olmalarına yol açmakta; bu durum ise kişisel gelirleri, tüketimi, tasarrufları ve milli geliri azaltmaktadır. İşsizlik bir gence sadece ekonomik sıkıntılar yaratmakla kalmıyor. İşsizliğin getirdiği psikolojik bunalımlardan dolayı ülkemizdeki gençler yaşamlarından vazgeçmektedirler.
İşsizlik sorununu çözmekle sorumlu Akp iktidarı bu sorunu çözmek yerine gençlerin sorunlarını haykırdığı sosyal medyaya yasaklar getirmekle uğraşıyor. Sorunun çözülmesini istemek yerine sorunun üstünü kapatmakla meşgul oluyor. Yasaklar ülkesi haline gelmiş Türkiye’de “işsizim” diyen bir gence cep telefonu soruluyor.
Her gün yeni bir zam haberi ile güne başlayan bir genç umutsuzca iş aramaya devam ediyor. Fakat bir süre sonra umudunu kaybediyor ve iş aramaktan vazgeçiyor. Gençlerin umudunu elinden alan Akp iktidarı saraylarda saltanatlarını sürerek keyfini çıkarıyor. Başlarını saraydan çıkarmıyorlar. Halkın içine giremiyorlar. Halkın tepkisinden dolayı esnaf ziyareti yapamıyorlar. Sokaktaki bir gencin elini sıkamıyorlar. Bir gencin yüzüne bakacak cesaretleri de yüzleri de yok artık.
Bir kuru simidi alacak parası olmayan bir genç ailesinden para istemeye utandığı için evden çıkamazken saraylıların çocukları gemicik alıyorlar, son model arabalara biniyorlar, milyon dolarlarla oynuyorlar.
Bir yanda işi olmadığı için evlenemeyen, yuva kuramayan, hiçbir sosyal aktiviteye katılamayan, sinemaya gidemeyen, bir konsere katılamayan ve bunalıma girerek intihar eden gençler, diğer yanda kolundaki saat bir işçinin 10 yıllık maaşı kadar olan saraylı çocuğu…
Bir yanda evladının okul pikniğine giderken çantasına koyacak yiyecek bulamayan genç anne, diğer yanda milyonluk çantalar takan, kıyafetler giyen saraylı kadınlar…
Bir yanda gündemi açlık olan, yoksulluk olan, sefalet olan gençler diğer yanda yandaşın vergi borcunu silmekle, çetelere para aktarmakla meşgul saraylı iktidar…
Bir yanda akıtan çatısını onaramayan genç baba, diğer yanda altın varaklı bardaklar kullanan saraylılar...
Bir yanda açlık ve ölüm diğer yanda zevk-ü sefa…
Soruyoruz saraylı efendiye “gençler neden işsiz?” “Kalite, kalifikasyon noktasında kendini ispatlıyorsa bir genç, iş bulur” diyor. İçini boşalttığın, müfredatını alt üst ettiğin, kaliteli akademisyenlerini yurtdışına gitmek zorunda bıraktığın üniversitelerden mi kaliteli eğitim alacaklar. ODTÜ fizik mezunu tezgahtarlık yapıyor. Daha ne kadar kalite kalifikasyon bekliyorsunuz. Türkiye’nin en önemli üniversitesini bitirmiş gençler simit satıyor, tezgâhtarlık yapıyor, çaycılık yapıyor. Bu işleri bulabilen gençler kendini şanslı sayıyor.
Bu düzen böyle gitmez. 20 yıllık saltanat çöktü artık. Umudunu, hayallerini, geleceğini çaldığın gençler ilk seçimde seni o sarayından çıkaracak.
Cumhuriyet Halk Partisi
Gençlik Örgütleri Genç İşsizliği ve Emekten Sorumlu Gn. Başkan Yardımcısı
İzzet KIRILMAZ